Etiket arşivi: akyaka

Marmaris Yeni Yıl Festivali (Muğla)

Muğla-Ören’de yapılan hedef yarışmasından sonra, sonbaharın son sıcak günlerini de tamamlayarak, Güneye olan göçümüze devam ediyoruz. Akyaka’da bir kaç günlük kısa bir moladan sonra,  aralık ayı başında Marmaris’teyiz. Aslında buraya gelmek biraz korkutuyor. Marmaris denince aklımıza kalabalık, sıcak ve karmaşa geliyor. Şehre girmeden önce tepede durarak seyir terasından manzaraya bakıyor ve sıcak çaylarımızı yudumluyoruz. Çaydan mı? yoksa, güneşli güzel havadan mı? bilinmez Marmaris artık o kadar da korkutucu gelmiyor. Merkeze yakın bir nokta bulamayacağımız düşüncesi ile rotayı İçmeler tarafına çeviriyoruz. Sahilde denize yakın güzel bir konumda park ederek,  gecelemek için hazırlıklara başlıyoruz (bu yazı temel olarak Yeni Yıl Festivali ni kapsayacağı için,  İçmeler ve Marmaris yazıları daha sonra :) ).

İçmelerde  bir gece konakladıktan sonra,  Festival afişlerinin cazibesine kapılarak,  Marmaris’te park edecek yer bulmak için Pınar bisikletle, ben karavanla merkeze doğru hareket ediyoruz. Kısa bir araştırmadan sonra,  çok yakın olmasa da sakin bir nokta bularak yerleşiyoruz.

Marmaris Yeni Yıl Festivali 1-31 Aralık tarihleri arasında yapılıyor. Etkinliklerin neredeyse tamamı ücretsiz ve halka açık. Konserlerin çoğu 19 Mayıs Meydanın’da kurulan sahnede gerçekleştiriliyor. Yerli ve Yabancı birçok ekip,  Marmarislilerin güzel zaman geçirmesi  için ellerinden geleni yaptılar. Marmaris’in farklı ülkelerdeki kardeş şehirleri kardeşlerine destek için ekipler göndererek festivale ayrı bir renk kattılar. Hala kültürel faaiyetlere bütçe ayırabilen belediyeler de,  folklor ekipleri veya müzik grupları ile katıldılar. Ayrıca  Çin, Tataristan, Nepal, Ukrayna ve  Rusya’dan gelen ekiplerin yanı sıra yerel birçok ekip te şehirlerine destek için festivalde yer aldılar.

 

Ukrayna ekibinin minik dansçıları

 

Miniklerin ardından ablaları da güzel bir gösteri sundu.

 

Kalabalığı görünce biraz heyecan yaptılar. Ama gösteri başlayınca herşey yoluna girdi :)

 

Ege olurda Efesiz olur mu ?

 

Efe bol :) Bayındır Belediyesinin Ekibi sahnede.

 

Nepal’den gelen  grup

 

Nepal ekibinden farklı bir gösteri.

 

Nepal ekibi

 

Çin Jinan Lv Opera House.  Bu ekibin konserini izledik ama tiyatro gösterisini kaçırdık :( artık seneye :)

 

Tataristan’dan Opera Sanatçısı Elvira Gimatdinova.

 

Ukrayna’dan Gaivocka Dans Grubu

 

İsimleri  dans grubu ama,  sadece dans etmediler konser de verdiler.

 

Ateşimiz de var.

 

Marmarisli grup’tan dans gösterisi.

 

Ekip sahne kıyafetlerini giyince ortam değişti :)

 

Sadece efeler yoktu.

 

Her gece başka bir eğlence :)

 

 

Bu küçük çift geçen sene Türkiye altıncısı olmuş.

 

Sokak dansı.

 

Güzel bir gruptu ama ismini hatırlamıyorum.

 

Ayaz  Ata teftişte,  ama arkasında kimler var farkında değil .

 

Ekip Ayaz Ata’yı solladı.

 

Mola zamanı.

 

Türk Sirkinden  kumaş dansı.

 

Bu hareketleri geçtim 2 metre çıkmak bile büyük iş.

 

Kumaş dansı.

 

Türk Chopper Marmaris Şubesi. Avanguard Rock Grubu Sahnede.

 

Avanguard

 

Yağmur, fırtına herkes bir köşeye kaçtı ama kameramanımız görevinin başında.

 

Türkiye’nin tek kadın mehteran takımı olan;  Aydın Belediyesi Kadın Mehteran Takımı. Bu işi sadece erkeklerin değil,  kadınların da yapabileceğini görmek açısından güzeldi.

Belediyenin temizlik görevlilerinin oluşturduğu grup, atık malzemeler ve temizlik ekipmanlarını kullanarak harika bir konser verdi. İşlerinde gösterdikleri hassasiyeti,  konser verirken de sürdürdüler. Temiz Ritimler Grubuna çok teşekkürler:)

Tataristan’dan gelen Ayaz Ata ve Kar Kızı, Noel Baba’nın ilk nereden çıktığını görmek açısından öğretici oldu. Noel Baba yı Batı özentisi olarak görenlerin, biraz da aslında kim olduğumuzu ve nereden geldiğimizi hatırlamasında yarar var.

Soldaki  Tataristandan gelen Ayaz Ata, yanında ki Kar Kızı. Kırmızılı olan Noel Baba, Sağdaki  Marmaris’li Ayaz Ata. (Ayaz Ata geldiği için mi bilinmez ama, Marmaris gerçekten soğuktu :) ).

 

22 Aralık’ta Nardugan/Nartugan bayramını ateş yakarak ve Akçaağaca kumaş parçaları bağlayarak kutladık. “”nar” kelimesi güneş anlamına geliyor “dugan/tugan” kelimesi tahmin edeceğiniz üzere doğan demek.
İnanışa göre, 21 aralıkta gece ve gündüz savaşmaya başlar, gece boyu süren savaşın ardından, güneşin zaferi kazanmasıyla,  22 aralıkta gündüzler uzayıp geceler kısalmaya başlar. Türkler Tanrı Ülgen’e güneşi tekrar verdiği için dua eder ve yeryüzünün tam ortasında olduğuna inandıkları hayat ağacı (Akçaağaç) altında bu bayramı kutlarlar, duaları Tanrı Ülgen’e gitsin diye ağacın altına hediyeler koyup, dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler dilerler. Buradan da Yılbaşı çamı ile ilgili bir çıkarım yapılabilir sanırım :)

Ayaz Ata Hayat Ağacı nı beklliyor.

 

Nardugan/Nartugan ateşi yandı. Huzurlu ve sağlıklı bir yıl dileğiyle.

 

Bakarken insan büyüleniyor, ateş farklı bir şey.

 

1 ocak 2019 Hayatağacının üzerindeki dilekler ve umutlar sahilde yeni yerinde rüzgarda dalgalanıyor.

Festival için biraz erken gelerek,  geçit törenini izlemek lazımmış kaçırdık :(

Aralık ayı Marmaris için biraz yağışlı ve soğuk geçmiş. Ama biz kötü havaya rağmen bütün etkinlikleri keyifle izledik.

Marmarislilerin etkinliğe katılımı biraz azdı. Bu kadar farklı Grubun katıldığı,  böylesi bir organizisyonda daha büyük kalabalıkların olmaması bizi biraz üzdü :(

Sevgiler….

Akyaka (Muğla)

Akyaka

Akyaka’ya gelme nedenimiz, benim pedallı ve yelkenli kayak ile balık turuna çıkacak olmam. Şehir içinde kendimize bir köşe bulduk. Önce biraz alış veriş yaparak,  eksiklerimizi tamamladık. Ben balıktayken Pınar Akyaka’yı turlayıp 25 yılda neler olmuş bakacak (deniz de olacağımdan değişiklikler beni bağlamıyor :) ).

Kayağı hazırlayıp 07:30 da açılıyoruz. Hava biraz sisli, rüzgar yok. Sırtı hızına çıkmak için pedallara kuvvet. Bizim kayakda kollar çalışıyordu, bu kayakta bacak kası yapacağız,  belli oldu :) Rüzgar’ın çıkmasını beklerken 2 saat kadar pedal bastık, etrafta bir sürü balık oynağı var. Ama hiç biri bize yüz vermiyor.

Sabah kayağı yüklenip kıyıya getiriyoruz.  Sisli,  kapalı bir hava, bunun anlamı rüzgar yok pedallara kuvvet :)

 

Güneşin doğuşunu suda karşıladık.

 

Gün ilerledi ama,  beklenen rüzgar hala yok.

Biraz mola vermek ve kahvaltı yapmak için küçük bir koya yanaşıyoruz. Yavuz hoca tedarikli, çay ve ekmek arası kahvaltılıklar ile keyifli bir yemek yiyoruz. Mola sırasında Yavuz hoca ufak sahtelerle kıyıdan oynamaya başlıyor. Tam kıyıdaki kayanın üzerinde oyun oynarken,  2 lambuka 40-50 cm derinliğindeki  su da, 2 metre açıktan bize doğru yaklaşıyorlar. Oltayı atacak yer bile yok. Lambukalardan biri, önünde aşağı yukarı oynayan silikon sahteye daha fazla direnemiyor ve atlıyor. Makinenin kolunu bile çevirmeden kamışın ucundaki balığı kenara alıyoruz. Saatlerce kovaladığımız balık, kendiliğinden gelip kıyıya çıkıyor :) Kıyıdan yaptığımız atışlarda 3 Lahoz ve 1 Hani de oltamızı ziyaret ediyor. Ama bu arkadaşların akıbeti, Lambukadan farklı. 2 fotoğrafın ardından hepsi suya iade.

Kahvaltı mekanımız.

 

Molada bize katılan arkadaş, ekip tamam :)

 

 

Mola ardından 3-4 saat daha sırtı yapmamıza rağmen,  başka ziyaretçimiz olmuyor. Pedalla antremanın haricinde, çıkan rüzgarla yaptığımız yelken seyri de muhteşemdi.

 

 

 

Ben Körfez turu atarken, Pınar’da Akyaka keşfinde

 

Akyaka Orman Kampı

 

Akyaka Orman Kampı

 

Azmağı ziyaret etmeden olmaz

 

Su pırıl pırıl.

 

Konaklamayı Azmak kıyısında yaptık, yaz olsa böyle bir imkan olmazdı sanırım, ama Sonbaharın bütün avantajlarını kullanıyoruz :)

 

Karavanın penceresinden.

Günün sonundaki ödülümüz, Yavuz hocanın hazırladığı limonda marine edilmiş çiğ lambuka oldu. Akyaka’yı farklı bir açıdan görmek isteyenlere tavsiye :)

Sevgiler…..

Milas, Ören (Muğla)

Milas-Ören

Uzun zamandır sesimiz çıkmıyor, farkındayım. İlk defa bir noktada bu kadar uzun konakladık. Normalde yaptığımız kısa ziyaretlerimiz, Ören’de karşılaştığımız güzel insanlar nedeniyle uzun soluklu oldu. Daha sonra, oy kullanmak için evimize döndük. Karavan hayatından sonra, ev ortamı pek yazı yazmaya teşvik eden bir yer olmadı. Şimdi tekrar yollardayız ve gezilere kaldığımız yerden devam :)

Milas gezimizden sonra, Bodrum civarında farklı noktalarda kısa konaklamalar yaptık (Bodrum ile ilgili bir yazı yazmayı düşünmüyorum nasıl olsa çoğunluk gitmiştir).

Tepeden Ören manzarası, sol köşe marina.

 

Ören’de de gelenek bozulmadı. Yine bir karavan köpeğimiz oldu. Ama bu seferki biraz fazla ilgi istiyor :)

 

Masaj sonrası gevşedi. Karavan’ ın önünde keyif yapıyor arkadaş.

 

Geçen sene bu noktada kalan karavancılarında bir köpeği varmış

Ören’e Nisan ortasında geldik. Konumu, doğası, imkanları ve insanları ile ziyaret edilmesi gereken bir yer. Daha sezon açılmadığı için ortam sakin. Kumsal o kadar sakin ki, geceleri güreşlere hazırlanan boğalar karavanın önünde antrenman yapıyor (biz uzaktan seyrettik antrenman’a dahil olmadık :) ).

Gece antrenmanı

Bisiklete binmek veya yürüyüş yapmak için çok güzel bir sahili var. Yamaç paraşütü yapmak isterseniz ÖRDOST Derneği ile iletişime geçmeniz yeterli. Her türlü bilgiyi veriyorlar. Paraşütünüz yoksa bir hoca eşliğinde atlayabilir veya atlayış yapılan yere çıkıp sadece çay içerek paraşütçüleri seyredebilirsiniz. Yatınız varsa Marina da var. Yoksa geceleri marinada ki kafelerde bir şeyler içerek yatlara gıpta ile bakabilirsiniz. Tekne turları da var ama, bizim orada bulunduğumuz zamanda daha başlamamıştı. Salı günleri Milas’ın meşhur pazarına dolmuş ile gidebilirsiniz. Yok ben dolmuşa binmem derseniz, Çarşamba günleri Ören’in esas köy merkezi’nde küçük bir pazar kuruluyor. Ören pazarına giderseniz kahvaltıyı otlu gözleme ve çay ile yapmanız tavsiye edilir. Gözleme sevmeyenlere baklava çeşitleri de var :) Sahilde, sadece deniz balığı sunan bir kaç lokanta bulunuyor. Yok ben deniz balığı sevmem diyorsanız çiftlik balıkları da bulmak mümkün. Hiç balık sevmeyenlere kelle paça önerilir.

Yamaç Paraşütü atlayış pisti. Eğer atlamak istemiyorsanız. Çay, kahve içebilirsiniz.

 

 

 

 

 

 

Kalkış pisti yetmiyor birde güzel bir iniş pisti lazım.

 

 

 

En güzeli inenleri seyretmek :)

 

 

Mağara ziyareti

 

 

Mağaranın  sahibi

 

Herşey güzel değil tabi. Bu bölge de çok büyük bir yangın çıkmış. Köylerin bir kısmı yanmış. Ayrıca  bir çok hayvan telef olmuş.

 

 

 

Keramos’un eski yapılarından geriye kalanlar.

 

 

 

Tarihi yapılarla köy evleri içi içe.

 

 

 

Köy ziyaretinde şanslıysanız gözleme yapan teyzelere rastlayabilirsiniz. Daha da şanslıysanız bu gozlemelerden yiyebilirsiniz :)

 

Burası Cumhuriyet’in ilk zeytinyağ fabrikalarından. O zamanlar fabrika demek için bu kadarı yeterliymiş. Ama işin acı tarafı şimdi burası kaderine terk edilmiş durumda :(

 

Fabrikanın bütün işini bu motor yapıyor.

 

Gün batımı, beklentilerin tersine güneş karadan batıyor. Yanlış yerde aramayın :)

 

Orman içinde zamanında şehre su getiren eski su kemerleri.

 

Marina

 

Marinada bir bankta Sadun Boro ile sohbet etme imkanınızda var.

 

Lokum balığı, ama tip hiçte lokum gibi değil. Tadına da bakmadım.

 

Çay tabağından küçük bir pisi yavrusu.

 

Ören’in diğer bir sakini.

 

Kanyon ziyareti

 

 

 

Kite antrenmanı ( surf yok)

 

 

Mehmet Yapıcı’nın el emeği göz nuru kanolarını kullanma şansımız da oldu :)

Ören’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını ayrıca, 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramını da kutlama şansına sahip olduk. 23 Nisan da Ören ilkokulu’nda yapılan kutlamalar çok güzeldi. 19 Mayıs akşamında çocukluğumdan beri görmediğim bir olayı tekrar yaşama şansım oldu ve gece, Fener Alayı düzenlendi. 19 Mayıs tarihinde, cumartesi ve pazar günü, 12 yaşına kadar olan çocuklar için Kano Festivali düzenleyen ve birçok çocuğu kürek sporu ile tanıştıran ÖRDOST derneğini de ayrıca kutlamak lazım.

Kano festivalinden kareler.

 

Önce teori

 

Gündüz kano tanıtımı  ve çocuklar için etkinlikler düzenlenen bu alan, gece müzik yayını ve folklor gösterilerine sahne oldu.

 

 

 

Çocuklar bir çok farklı kano ve deniz kayağını deneme şansına sahip oldu

 

 

 

 

Gece Fener Alayı

Ören; doğası ile, insanları ile, bize keyif veren ve en uzun süre konaklamamıza neden olan güzel bir yer. Bu kadar turistik yerin ortasında olmasına rağmen, bozulmadan kalmasını, bazı güzel insanların çabasına borçlu. Umarım Ören’in yerlileri de, bu değerlerine sahip çıkarak uzun yıllar böyle devam ederler.

 

Gökova Pedallarımın Altında etkiliğinde,  Ören’i yaklaşık 300 bisikletçi ziyaret etti.

 

 

 

 

Ören’den günde 3 sefer Akyaka’ya dolmuş seferi var. İsterseniz gidip Kite Surf yapanları seyredebilir veya zamanınız varsa kurs alabilirsiniz.

 

 

 

 

 

Sevgiler….