Selçuk’a 8-10 km uzaklıkta, Çamlık Köyünde kurulu bir Müze. Burada 30 kadar buharlı lokomotif ve bazı eski demiryolu ekipmanları sergileniyor. Ayrıca Müze alanının içinde güzel bir Lokanta da var. Girişte müze kart geçerli değil, ücret 10 TL.
Lokomotiflerin üzerinde bulunan bilgi levhalarında; hangi ülke yapımı olduğu, bizim kaç yılında aldığımız, hangi hatlarda kullandığımız, bu lokomotif den Dünyada kaç tane kaldığı, gibi bilgiler var. Hatta İngiliz yapımı bir lokomotif, Dünya da kalan son iki örnekten birisi.
Müzenin girişinde bulunan ilk lokomotif bizim karavandan biraz büyük. İnsan ister istemez içeride göreceklerinden şüpheye düşüyor.
Bakım atölyesi
Lokomotif dediğin böyle olur.
Bu lokomotif kar küremek için
Lokomotif arenası, sanki buharlar çıkararak saldırıya geçecekler gibi duruyorlar.
Oturma odasına tekerlek takmışlar :)
Seyahat için minder getirmekte yarar var sanki :)
Trenden hoşlanmayanlar için alternatif mevcut :)
Buharlı lokomotifler için çeşmelerde böyle oluyor.
Atatürk’ün kullandığı özel yapım vagonu da görmeniz mümkün. Özel yapım diye, beklentinizi yüksek tutmayın. Vagon olabildiğince sade ve işlevsel. Neredeyse birbirinin aynı 3 yatak odası, bir banyo ve aynı zamanda toplantıların yapıldığı bir yemek salonundan oluşuyor. Atatürk’ün mütevaziliğini burada da görüyorsunuz.
Atatürk’ün Vagonu
Banyonun iki kapısı var. Birisi Atatürk’ün odasına, diğeri Yaveri’nin odasına açılıyor.
Gardırop bu kadar. Karavanımızda ki bile daha büyük.
Atatürk’ün yatağı
Mutfak
Yemek ve toplantı odası
Meraklısı için bulunmaz bir hazine olan bu Müze’de, Buharlı Lokomotiflerin dışına sadece bir boya yapılmış. Başka hiçbir bakım görmemişler ve içler acısı durumdalar. Demir yollarını bugüne taşıyan bu emektarlar, daha fazla vefayı ve ilgiyi hak ediyor.
Atatürk’ün vagonunu görmek ve Atatürk’ün vagondan etrafı seyreden fotoğrafıyla göz göze gelmek için bile, ziyaret edilmesi gereken bir Müze.
Bu sefer Şirince’ye gezmek için değil çalışmak için geldik. Nesin Matematik Köyü kısıtlı imkanları ile birçok insana matematik eğitimi vermeyi amaçlıyor. Bu Köyü desteklemek için yapılabilecek bazı şeyler var. Zamanı olmayanlar için nakdi yardım veya gönüllü çalışarak bedenen ve zihnen yardım. Matematik bilgimiz ile genç kuşakları heba etmemek için, bedenen çalışmaya gönüllü olduk :) Özellikle kursların yoğun olduğu dönemlerde, personelin yardıma çok ihtiyacı oluyor. Bahçe işleri, mutfakta soğan doğramaktan, bulaşık yıkamaya kadar elinizin erdiği her iş’te destek önerileri geri çevrilmiyor. Gün, bizim için sabah 08:00’de kahvaltı ile başlıyor (yazın kahvaltı 07:00’de). Kahvaltının ardından Pınar mutfağa, ben ihtiyaç olan yere. Bu aralar Pınar’dan uzak durmak lazım, önüne ne gelirse doğruyor :) Öğlen yemeği 12:00 de. Akşam yemeği ise 19:00 da. Unutmamanız gereken saatler bunlar. En yoğun saatler, bütün öğrencilerin yemekhaneye hücum ettiği ve herkesin aç olduğu anlar. Öğrencilerin yaşı büyüdükçe daha düzenli ve sakin geçen bu zamanlar, Ortaöğretim öğrencilerinin yoğun olduğu dönemlerde, öğretmenlik mesleğini taktir etmenizi sağlayan anlar yaşamanıza neden oluyor. Bu yoğun geçen saatlerin dışında, ne iş denk gelirse yapıyorsunuz. Nesin Matematik Köyü zaman içinde verdiği eğitimleri çeşitlendirerek Felsefe, Sosyoloji, Seramik, Arkeoloji, Antik Yunan Kültürü veya Arıcılık gibi farklı konularda da kurslar vermeye başlamış. Bir sonraki Ege ziyaretinizde Şirince’ye uğrarsanız Nesin Matematik Köyü’ne gidip, çay içebilir ve Köyün havasını soluyabilirsiniz.
Notlar: • Gönüllü olarak çalışmak istiyorsanız, önce iletişim kurmanızda yarar var cigdemsahin@nesinvakfi.org • Köye yapacağınız ziyaretler için de, yoğunluğu dikkate alarak, gitmeden önce bilgi vermeniz uygun olacaktır. • Kurs ve eğitim programlarını http://www.nesinkoyleri.org sayfasından inceleyebilirsiniz.
Hava güzel olduğunda en güzel manzara bu terasta
Kuleç çevreyi izlemek için en güzel yerlerden biri.
Odun fırınında, çavdarlı, yulaflı, kepekli ve mısırlı çok güzel ekmekler yapılıyor (Canan Hoca duymasın :) )
Köyün sokakları
Köyde televizyon ve müzik yayını yok. Masa tenisi serbest veya yürüyüş yapmayı sevenler için bir çok farklı rota var (dersten sonra ).
Bol Kepçe Lokantası, mutfağa en yakın olan yemek salonu.
Aziz Nesin Amfisi’nin girişi
Kütüphane’nin önü
Ali Nesin ders veriyor
Ders bitti, kütüphane boşaldı.
Kütüphane üst kat
Kütüphane üst kat, çalışma masaları.
Kütüphane’nin arka bahçesi, dersi kaçıranları bu aslana atıyorlar aman geç kalmayın :)
Aziz Nesin sol köşeden amfide ki öğrencileri izliyor
Şirince de bile böyle şirin sokaklar yok.
Bir başka derslik
Gölet, yüzmek için değil (suyu görüp mayonuzu getirmeyin).
Karavan da yan komşumuz, sere serpe güneşleniyor.
Karavanımızın penceresi Sanat’a açılıyor
4 kişilik yatakhane
Gece ayrı bir güzel
Ay biraz daha yükseldi
Şirince’nin sırtlarından Nesin Matematik Köyüne bir bakış
Efes’i Ortaokul 1. sınıfta ziyaret etmiştim, üzerinden biraz zaman geçmiş :) Kocaman ve boş bir park yeri 7-8 tur otobüsü dışında kimseler yok. Bir gurup yerli turist geri kalan guruplar, Uzak Doğulu. Avrupalı turistler Efes’e artık uğramıyorlar. Hava serin olduğu için alttaki ana girişten girerek, yukarıya doğru yavaş yavaş tırmanıyoruz. Geniş yollar, Hamamlar, Kütüphane, Tapınak, Tiyatro. Binlerce yıl önce ruh ve bedenin ihtiyaçları bu kadar incelikle düşünülüp karşılanmaya çalışılmış. Ne zaman bunların gereksiz olduğuna karar verdik de, böyle hilkat garibesi şehirlerde yaşamaya başladık bilemiyorum.
Yolun sonu Efes
Efes Celcus Kütüphanesi’nin iç kısmı
Celsus Kütüphanesi
Birazdan arenaya çıkacak sanki
Bu levhanın tarihin ilk reklam tabelası olduğu söyleniyor. Ayak izi, Aşk Evinde çalışan meşhur emekçi bir bacımızın ayak iziymiş. Ayaktan hoşlanmayanlar için de, yüzünün resmini çizmişler ama resim pek ümit vadetmiyor. Yine de şansını denemek isteyenler için, Kalp işareti ve diğer çizimler aşk arayan ve parası olan arkadaşlara yer tarif ediyormuş.
İlk yapıldığında sanatsal faaliyetlere, tiyatro lara sahne olan bu yapı, ilerleyen zamanlarda ve medeniyetin gelişmesi ile Gladyatör ve Yabani hayvan dövüşleri yapılmaya başlamış.
Efes mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir alan ama, burayı gördükten sonra Selçuk’ta bulunan müzeye de gitmek gerek. Açık alanda sergilenmesi zor olan ve Yurt dışına çıkarılmaktan kurtulan bazı heykeller Selçuk’ta bulunan Efes Müze’sinde. Selçuk’ta ayrıca ziyaret etmeniz gereken yerler; İç Kale, Saint Jean (Aziz Yuhanna) Kilisesi, Saint John Kilisesi (İncil yazarı), Bizans Su Kemerleri, İsa Bey Cami ve Kent belleği Müzesi görülmesi gereken yerlerden.
St.Jean Kilisesi’nin bulunduğu tepenin girişi.
St.Jean Kilisesi ve arkada Selçuklu kalesi
St.Jean Kilisesi
Vaftizhane
Ayasuluk İç Kalesi Cami
İsa Bey Cami
İsa Bey Cami avlusu
Cami avlusunun içinde Osmanlı dönemine ait olduğu söylenen mezar taşları var. Ama hangi mezarlıktan geldiği ile ilgili bir bilgi yok.
Efes Müzesi
Bu işlemeler bir lahite ait değil. Bir kapı üstü veya bir koltuk süsü olduğu düşünülüyor. Boyut sizi yanıltmasın bir portakal kasasından biraz hallice.
Sokrates hep sakallımıydı, yoksa heykel yapılırken mi uzadı bilinmez ama yakışmış :)
Tanrıça heykeli
Kafanın çapı 70-80 cm heykelin orjinali nasıl dı bilinmez
Güzel Artemis Heykeli
Büyük Artemis Heykeli (Hem büyük hem de güzel)
Selçuk’ta, Su Kemerlerinin ve İstasyonun kesiştiği noktada bulunan Mehmet Aksoy’un Kurtuluş Yolu Anıtı’nı mutlaka ziyaret edin. Mehmet Aksoy bu anıtı yaparken, 26 Ağustos saat 12:30 da Büyük Taarruz’un kaderinin belli olduğu anı eserine yansıtmak istemiş. Bu an geldiğinde, Anıt’ın gölgesi yerde Atatürk’ün Siluetinin ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde yontulmuş. Belki Selçuk geziniz 26 Ağustos tarihine denk gelmez ama yine de Anıtı görün.
Mehmet Aksoy’un Kurtuluş Yolu Anıtı
Su kemerleri, sağ köşede geride görünen bina Kent Belleği Müzesi
Kent Belleği Müzesi’nin içinden
Uğur Mumcu Anısına Yapılan Heykel
Şehirde arabayı park edip, dolmuşlar ile (sabah 07:00 de başlıyorlar) Şirince’yi ziyaret edebilirsiniz. Trafik stresine ve park edecek yer aramaya gerek yok. Selçuk’ta Belediye Balıkhanesinin yanında bulunan Balık pişiricisi, İstanbul’da zor bulacağınız kalitede, uygun fiyat ve güler yüz ile balık servisi yapıyor.
Selçuk ve Balık biraz insana garip gelse de, bu bölgenin bu kadar gelişmesinin asıl nedeni, Liman kenti olması. Zaman içinde Küçük Menderes nehrinin taşıdığı alüvyonlar limanı doldurduğu için şehir yaklaşık 7-8 km denizden uzakta kalmış durumda. Yine de balık yemek için iyi bir nokta :)