Kapadokya

Bu yazı 2022 Nisan ayının yazısı, yazıyı tam yayımlacakken, bilgisayarın hard diskini değiştirdim ve yazıların yedeğini almayı unuttum. Tekrardan yazmak çok zor geldiği için bu güne kısmet oldu :)

İlk olarak Uçhisar’a geldik. Rüzgarlı günler, hava gündüz açık ve keyifli ama geceleri ısırıyor. Önce sokakları biraz arşınladık, geç geldiğimiz için Uçhisar’ın esas tarihi tepesine çıkmadık. Sabah kahvaltıdan önce ilk iş bu alanı ziyaret ettik. Ama köpek almadıkları için nöbetleşe gezmemiz gerekti. Buraya giriş paralı ve müze kart geçmiyor. Yine deli gibi rüzgar esiyor, kafamın içine kadar kum doldu. Tepeye çıkarken yanıma dürbünü aldım ve etrafta park etmiş karavanlara bakarak yer tespiti yaptım :) Karavanların çoğu, açık arazide tepelerin arasında konumlanmış durumda. Uçhisar’da 3 gün konakladık. Normalde bu kadar zaman geçirilecek bir yer değil ama gelmişken pazar alışverişimizi yapmak için fazladan kaldık.

Uçhisar’a adını veren yer. Şehrin en tepe noktası görmeden geçmeniz mümkün değil. Giriş ücretli (müze kart geçmiyor)

 

Şansımıza çöl tozlarına denk geldik her yer puslu

 

Gerçek balon değil :)

Kaya yüzeyindeki küçük oyuklar güvercinler için. Hala güvercin gübresi toplayıp kullananlar var.

Uçhisar büyük bir alana yayılmış.

Dürbün ile bakarak karavanların durduğu yerleri tespit ettim :)

Göreme açık hava müzesi, balon uçuşları, gün batımları ile bölgeye gelenlerin en çok ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor. Müze çok kalabalık olduğu için, girişi daha sonraya bırakarak, dürbünle tespit ettiğim noktalardan birine doğru rotayı çevirdik. Ana yoldan ayrılıp araziye girince, iyice toza bulandık ama Kızılvadi manzaralı güzel bir konuma yerleştik. Gece çakal sesleri arasında uyuduk. Huzurlu ve keyifli bir gece geçirdik, sabah 8-9 gibi kalkarak balonları görmek için gökyüzüne baktık ama 1-2 tane dışında bir hareket yoktu.

Yabani süsen (iris)

 

Arka tarafta kızılvadi
Süsen (iris)
Süsen (iris) çorak bir arazide farklı renkleri ile günümüze renk kattılar.
Uzakta yabancı karavanlar ve 2 tane deve ile tur atan turistler var

Şafakta balonlar vadinin içinden yükseliyor.
Gece ay ışığında fotoğraf denemeleri :)

Göreme’nin ışıkları
Kızılvadinin içleri.

Vadinin içinden geçen çok güzel yürüyüş rotaları var.

 

Günün ilerleyen saatleri, uzun bir aradan sonra tozsuz net bir hava.

Bahar dalları.

Manzaramız güzel olmakla birlikte, hareketin olduğu noktaya çok uzak kaldığımızı fark edince, tekrar yer değiştirdik ve Göremeyi tepeden gören daha merkezi bir konuma geçtik. Bu geçtik kısmı biraz sorunlu oldu. Yoldan ayrıldığınız anda, toprak yollar araçları yutmaya hazır yumuşak, tozlu, kumlu ve çamurlu çok eğlenceli bir hal alıyor. Girdiğimiz yol 1,5 araçlık, etrafı 1-2 metre yüksekliğinde toprak yığınlarından oluşan, bağların arasından geçen bir yol. Yolun genişliği bir müddet sonra 1,5 araçtan 1,25 araca düşünce ve önümüzde de geri nasıl çıkacağımız belli olmayan bir rampa çıkınca, dönmek istedik. İleri geri yaparken aracın burnu ve arkası kum tepelerine yaslandı ve kitlendi. Bir de, arkamızdan 2-3 tane arazi aracı gelince bir anda harika bir atmosfer oluştu :) Neyse ki Pınar inerek ileri geri bana yön verdi (karavana birazda omuz atmış olabilir). Bu kargaşadan kurtulup, 5-6 karavanın durduğu bir noktaya yerleştik. Ve yarın sabah balon kalkışlarını izlemek için pozisyonumuzu aldık. Sabah yine gökyüzü bomboş, insan biraz şüpheye düşmeye başlıyor, yahu bu yüzlerce balonun fotoğraflarını kim, nerede çekiyor diye. En sonunda tur firmalarından birini arayarak bilgi aldık. 1-) Uçuşlar sabah gün doğmadan başlıyor 8-9 gibi de bitiyor, yani erken kalkmak gerekiyor :) 2-) Rüzgar önemli eğer rüzgar hızı fazla olacaksa, uçuşa izin verilmiyor. Tabi biz bunları öğrenene kadar toz fırtınası ve kötü hava geldi. Görünen o ki 4-5 gün uçuş yok. Bu şartlar altında arazinin ortasında, kumu tozu yememek için, önce Ürgüp’e gittik.

Karavan kayaların arasında kamufle olmuş :)

Göreme açık hava müzesi.

Kapadokya’da günbatımına Pafi yorumu :)

Gündüz çok sıcak çoook.

Ürgüp şehir içi olarak çevredeki en az yıpranmış yer, en azından yapılan yapılar nispeten taş ustalığını yansıtan çevreye uygun yapılar.

Peri bacaları, peri yok

Kahvaltı saati (bizim için)

Ürgüp’den sonra Avanos’da 2-3 gün kaldık. Kızılırmak kıyısında keyifli bir nokta ama ırmak kıyısı rüzgarın da etkisi ile geceleri bayağı soğuk oluyor. Burada da çömlek atölyeleri ve eski evlerin olduğu hoş sokaklar var.

İsteyince çevreye uygun renkler kullanılabiliyormuş demek ki.

Avanos ta hava durumu takibimiz ve tur firmaları ile yaptığımız görüşmeler sonunda, ertesi gün uçuş olacağını öğrenince, sabah 04:00’de (yazıyla dört) yola çıkarak, Göreme’de müzenin karşısında bulunan arazilerden kalkacak balonlara bakmaya karar verdik. Sabah Göreme’ye gelmeden önce, önümüzde balon taşıyan araçların ve yolcu taşıyan servislerin bulunduğu bir gruba rastladık. Hemen dönerek, onları takip etmeye başladık. Asfalt yol bitti, ardından tarlaların arasından geçen çamurlu ama buz tutmuş bir araziye girdik. Bir anda etrafta yüzlece balon ve binlerce insanın bulunduğu kocaman bir düzlüğe geldik. Önümüzdeki servis araçları balonlardan biraz uzağa, bir tarlaya girdi, bizde onları takip ettik ve battık :) Baktık uğraşmanın alemi yok, balonların kalkışını kaçıracağız. Hem etrafta da bir sürü dört çeker var, eğer birinin yolunu engellersek, nasıl olsa bir el atan olur diye işi oluruna bıraktık ve etrafı seyretmeye başladık. Balonlara önce çok büyük pervanelerle normal hava basılıyor. Balon belli bir hacme ulaşınca bu sefer sıcak hava ile kalkması sağlanıyor. Her yerde çalışan pervaneler ve alev makinaları ile gerçekten kaçırılmaması gereken bir şölen. Balonlar, dik pozisyon almaya başlayınca, yolcular sepete biniyor ve kalkış gerçekleşiyor. Her balonda 2 pilot var. yolcu kapasiteleri değişiyor 10 ila 28 kişi arasında kapasiteleri var. Büyük sepetli balonların tur fiyatları haliyle daha makul. Kalkışlar, yaklaşık 30dk içinde bitti. Ortalık sakinleyince, biraz ileri, biraz geri derken, karavan devrini buldu ve patinaja kalmadan çamurlu buzdan kurtardık. Aralarda birkaç fotoğraf çekmek için durduk ve biz Göreme’ye geldiğimizde uçuşlar neredeyse bitmişti.

Kapadokya uzun yıllardır gitmediğimiz güzel bir bölgeydi, tekrar görmek ve uzun bir süre buraları keşfetmek keyifliydi. Bir çok turistik bölgede olduğu gibi, burada da çevreye ve esas para kazanmalarını sağlayan doğal dokuya karşı çok hoyratça davranılıyor. Fiyatlar Güneydeki bir çok tatil yerinden pahalı, süprizlere açık olun :)

Uçmasanız bile, balonların kalkışını izlemeye mutlaka gidin. Açık hava müzesini gezin. Ortahisar’da ki Kızıl vadiye uğrayın, zamanınız varsa yürüyüş yapın. Avanos’ta Kızılırmak kıyısında çay için. İyi bir planlamayla 2-3 gün yeter. Bölge, daha fazla hırpalanmadan kaçırmayın :)

NOT: O kadar çok balon fotoğrafı ve videosu çekmişim ki bu yazıya eklesem sayfa çökecek, eklemesem içimde kalacak. Balon meraklıları için ikinci bir bölüm açacağım ilgilenene :)

Sevgiler…