Efes
Efes’i Ortaokul 1. sınıfta ziyaret etmiştim, üzerinden biraz zaman geçmiş :) Kocaman ve boş bir park yeri 7-8 tur otobüsü dışında kimseler yok. Bir gurup yerli turist geri kalan guruplar, Uzak Doğulu. Avrupalı turistler Efes’e artık uğramıyorlar. Hava serin olduğu için alttaki ana girişten girerek, yukarıya doğru yavaş yavaş tırmanıyoruz. Geniş yollar, Hamamlar, Kütüphane, Tapınak, Tiyatro. Binlerce yıl önce ruh ve bedenin ihtiyaçları bu kadar incelikle düşünülüp karşılanmaya çalışılmış. Ne zaman bunların gereksiz olduğuna karar verdik de, böyle hilkat garibesi şehirlerde yaşamaya başladık bilemiyorum.

Bu levhanın tarihin ilk reklam tabelası olduğu söyleniyor. Ayak izi, Aşk Evinde çalışan meşhur emekçi bir bacımızın ayak iziymiş. Ayaktan hoşlanmayanlar için de, yüzünün resmini çizmişler ama resim pek ümit vadetmiyor. Yine de şansını denemek isteyenler için, Kalp işareti ve diğer çizimler aşk arayan ve parası olan arkadaşlara yer tarif ediyormuş.

İlk yapıldığında sanatsal faaliyetlere, tiyatro lara sahne olan bu yapı, ilerleyen zamanlarda ve medeniyetin gelişmesi ile Gladyatör ve Yabani hayvan dövüşleri yapılmaya başlamış.
Efes mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir alan ama, burayı gördükten sonra Selçuk’ta bulunan müzeye de gitmek gerek. Açık alanda sergilenmesi zor olan ve Yurt dışına çıkarılmaktan kurtulan bazı heykeller Selçuk’ta bulunan Efes Müze’sinde. Selçuk’ta ayrıca ziyaret etmeniz gereken yerler; İç Kale, Saint Jean (Aziz Yuhanna) Kilisesi, Saint John Kilisesi (İncil yazarı), Bizans Su Kemerleri, İsa Bey Cami ve Kent belleği Müzesi görülmesi gereken yerlerden.

Cami avlusunun içinde Osmanlı dönemine ait olduğu söylenen mezar taşları var. Ama hangi mezarlıktan geldiği ile ilgili bir bilgi yok.

Bu işlemeler bir lahite ait değil. Bir kapı üstü veya bir koltuk süsü olduğu düşünülüyor. Boyut sizi yanıltmasın bir portakal kasasından biraz hallice.
Selçuk’ta, Su Kemerlerinin ve İstasyonun kesiştiği noktada bulunan Mehmet Aksoy’un Kurtuluş Yolu Anıtı’nı mutlaka ziyaret edin. Mehmet Aksoy bu anıtı yaparken, 26 Ağustos saat 12:30 da Büyük Taarruz’un kaderinin belli olduğu anı eserine yansıtmak istemiş. Bu an geldiğinde, Anıt’ın gölgesi yerde Atatürk’ün Siluetinin ortaya çıkmasını sağlayacak şekilde yontulmuş. Belki Selçuk geziniz 26 Ağustos tarihine denk gelmez ama yine de Anıtı görün.
Şehirde arabayı park edip, dolmuşlar ile (sabah 07:00 de başlıyorlar) Şirince’yi ziyaret edebilirsiniz. Trafik stresine ve park edecek yer aramaya gerek yok. Selçuk’ta Belediye Balıkhanesinin yanında bulunan Balık pişiricisi, İstanbul’da zor bulacağınız kalitede, uygun fiyat ve güler yüz ile balık servisi yapıyor.
Selçuk ve Balık biraz insana garip gelse de, bu bölgenin bu kadar gelişmesinin asıl nedeni, Liman kenti olması. Zaman içinde Küçük Menderes nehrinin taşıdığı alüvyonlar limanı doldurduğu için şehir yaklaşık 7-8 km denizden uzakta kalmış durumda. Yine de balık yemek için iyi bir nokta :)
Sevgiler…..
Once selamlarimi ileteyim selcuk ilcesini çok iyi analiz ve resimlemişsiniz. Sizin gezdiniz blokta yayinladiginiz. Guzel yerleri takip edebilselseler umarim cok faydali olur.yolunuz acik olsun
Sevgiler saygilar
Not soguk havalarda araba zor çalisiyor mu?
Bugun istanbula az da olsa kar yagdı
Sabah calistiramadim
Bizden de selamlar,
Soğukla sorun yok. Zaten soğukta yok :)
İstanbul’dan kaçmak için bir neden daha
Görüşmek üzere
Sevgiler