Güneşin Peşinde (ESKİŞEHİR)

Eskişehir

Yolculuk zamanı; Sabah 08:30’da hareket. Bu sefer uzun soluklu bir seyahat planlıyoruz.

Bahar aylarına kıran girdiği için ilk hedef kışın ortasında Eskişehir. Eskişehir yıllarca sadece tren seyahatlerinde yoğurt ve haşhaşlı çörek (çöreğe takılmayın ismini unuttum, haşhaş kısmı kesin ama ) molası anlamındaydı. Bu sefer Eskişehir’i fethedeceğiz :)

İstanbul’dan çıkış

Karavan olduğu için önceden park edebileceğimiz birkaç noktayı tespit etmiştim. İlk molayı Porsuk çayı’nın kenarında verdik. Sessiz sakin bir yer ama ertesi sabah yeterince güneş almadığını görünce daha uygun bir noktaya taşındık. Porsuk Çayının etrafı parklar, bisiklet yolları, sosyal tesisler ile çok keyifli düzenlenmiş. Porsuk çayına denk gelmeden şehirde dolaşmak imkansız.

Porsuk’ta gün batımı

Müze ziyaretlerine başlamadan önce merkezde güzel bir kahvaltı, şehirde kahvaltı mekanları var. Güzel ve ucuz kahvaltı imkanını değerlendirmek lazım.

Kahvaltı saati

Müzelerin neredeyse tamamı Odunpazarı’nda yürüme mesafesinde (hiç toplu taşıma kullanmadık her yere yürüdük). Müzeler öğlen 1 saat kapalı, planlamayı yaparken dikkat edin. Müzelerin arasından seçmece yaptık. Hepsini dolaşmaya zamanımız yetmedi :(

İlk Müze; Eskişehir Kurtuluş Müzesi. Burası İnönü Muharebeleri sırasında İsmet İnönü’nün kaldığı Konağın Restore edilerek Müze haline getirilmesi ile oluşturulmuş. Elektorik imkanlar ile desteklenmesi, engelli İnsanlar içinde sunum imkanı sağlanması Müzeye ayrı bir önem katıyor. İsmet İnönü’nün karşısında oturup harita üzerinde savaşın nasıl ve neler uğruna gerçekleştiğini görmek, hem gurur, hemde hüzün kaynağı.

 

Müzenin ilk hali.
İsteyince oluyormuş; restorasyon sonrası
Duvardakiler duvar kağıdı değil. Tavandan sarkanların avize olmadığı gibi. Hepsi Eskişehir’in Kurtuluş Savaşı Şehitlerinin bilinen ve hatırlananlarının isimleri.
İnsanlar bu haritaların başında günlerini gecelerini geçirdi. 15dk zaman ayırırsanız neler yaşandığını çok daha kolay anlayabilirsiniz

Yılmaz Büyükerşen Balmumu Müzesinde, bizlerin hayatına dokunan ve bizi şekillendiren toplam 198 kişinin Balmumu Heykellerini görme şansınız var. Müzenin büyük kısmında flaşsız olarak fotoğraf çekme imkanı mevcut.

Savaşın Ağır topları, Savaş sırasında bu kadar şık gözükmedikleri kesin ama herşey görünüş değil.

Herşey tek tek emekle, sevgiyle.

Cam müzesi; ortasında avlusu olan eski bir konak. Farklı sanatçılara ait değişik tekniklerle yapılmış birçok sanat eseri mevcut.

Cam müzesinin avlusu, cam ile kaplanmış :)
Haydi balığa.
Çok daha fazlası var ama flaşsız tripotsuz ancak bu kadar.
Böcek deyip geçmeyin.

Cam müzesinin üst katında ise Şehir müzesi var. Eskişehir’in gelişimini ve buna katkıda bulunanları görmek için bir fırsat.

Eski Odunpazarı’nı da gezmek, sokaklarını arşınlamak ayrı bir keyif.

Uzakta görünen teyze fotoğrafının çekildiğini farkedince hemen bir saçağın altına sığındı :)

Son durak, Sazova Bilim ve Kültür Parkı. Bu Park çocukları olanların mutlaka ziyaret etmesi gereken bir nokta. Hayal şatosu, Masal turları, Korsan Gemisi, kano ve su kayağı yapılan bir gölü, mini hayvanat bahçesi ve akvaryumu ile günü dolu dolu geçirebileceğiniz bir mekan.

Şatoda masal turuna mutlaka katılın. Nasrettin hocadan fıkralar dinleyin :)
Gerçekten Şato yapmışlar.
Köpekleri beslemeyi unutmayın :)
Yapay göl, Kano yapabilirsiniz, Su kayağı yapabilirsiniz. Kuğularda var ( sadece seyretmek için )
Korsan gemisi ( Korsan yok papağan var)

Bozkırın ortasında Tarihine sahip çıkarak; Kültürüyle, Sanatıyla, gezilecek, görülecek yerleriyle böyle güzel bir şehirde yaşayan Eskişehirlileri kıskanmamak elde değil.

Sevgiler