Kapıkırı Köyü-Heraklia (Muğla)

Heraklia

Kapıkırı’nın bizim için anlamı farklı. 1996 yılında Balayı tatilimizi Kapıkırı’nda Agora Pansiyonda geçirmiştik. 22 yılın ardından 2. balayımızda, yol yine bizi buraya getirdi. Orhan Bey’in aracını beklediğimiz küçük kavşakta, bu gün artık kocaman bir göbek ve trafik ışığı var :)

Kavşaktan sonra yol 9 km. Kapıkırı Köyü Heraklia Antik Kenti’nin üstüne ve içine kurulmuş durumda. Her yer tarih olunca, köy 1996 da nasılsa, şimdi de aynı gibi. Karavan’ı köyün dar yollarında fazla zorlamadan okulun bahçesine park edip, daha önce kaldığımız pansiyonumuzu bulmaya gidiyoruz. Bulduğumuz da da bizi hayretler içinde bırakan bir şekilde, ismimizle hatırlayıp sıcak bir şekilde karşılıyorlar.

Sanki bütün odunları bu kesmişte yorgunluktan serilmiş.

 

İlkokul’un önündeki park alanı (Aynı zamanda Heraklia’nın Agorası)

 

Agora Pansiyon’da 22 yıl önce kaldığımız odamız :)

 

Pansiyondan Athena Tapınağı manzarası

 

Athena Tapınağı ve Bafa Gölü

 

 

Kahvaltı salonumuz

 

Garibim balının bir kısmını kurtarırmıyım diye bakıyor

 

Karavanın penceresinden  gün batımı

 

Bafa Gölüne gelen ziyaretçilerin de profili yıllar içinde değişmiş. Eskiden kuş gözlemcilerinin, arkeoloji meraklılarının, flora ve fauna tutkunlarının doldurduğu rotalar artık boş. Şimdi artık kısa yürüyüşler yapıp, yemek yemek veya kahvaltı yapmak moda. Ayrıca kısa kaya tırmanışı (Bouldering) yapan tırmanışçılar da Bafa’nın en büyük ziyaretçileri olmuşlar.

Heraklia zamanında önemli bir liman kentiymiş. Büyük Menderes çayı’nın getirdiği alüvyonlar denizle olan bağlantıyı kestiği için, eski önemini yitirmiş. Daha sonra Hıristiyanlığın ilk yıllarında, Rahiplerin gizli sığınağı haline gelmiş. Kayaların içinden geçerken, kolay kolay göremeyeceğiniz kiliseler mevcut. Biz bazılarını bulma şansına sahip olduk. Ayrıca yürüyüş sırasında yabani ot topladık, Oklu Kirpi okları bulduk.

Küçük bir kilisenin içinde kalan resimler

 

Kilise, bir mağaranın içinde.  3-4 kişi ancak alır.

 

 

Athena Tapınağı’nın duvarı ve Bafa Gölü.

 

Ada manzarası.

 

Göl kıyısında keyifli bir mola noktası.

 

Agora’nın dükkanlarından geriye kalanlar.

 

Athena Tapınağı.

 

Sahil kenarındaki yol

 

 

Bizans Kalesi. Bu kalenin göl’e bakan tarafında,  granit kayalara oyulmuş bir çok mezar var.

 

Bu köpek bize 3-4 km boyunca rehberlik yaptı. Şaşırdığımız noktalarda patikaları gösterdi. Sonra da aldığı noktada bizi bıraktı :)

 

 

Rehberimiz bizi bekliyor.

 

1

 

2

 

Yaşlı zeytin ağacı,  kendisinden daha yaşlı olan bu şehrin kalıntılarını,  kökleri ile korumaya almış.

 

 

 

Tiyatronun son kalan basmakları

 

Uzunluğu 6,5km yi bulan surların üzerindeki kulelerden biri.

 

Çok değişik kaya oluşumları var.

 

Kule ve surlar.

 

Kule

 

 

Kaya mezarlarının içi su ile dolmuş. Ölüler için yapılan bu çukurlar,  şimdi hayatı barındırıyor.

 

Kaya Mezarları.

 

 

 

 

 

 

 

 

Aşağıda minik bir dere bile var.

 

Eski Latmos’un kalıntıları.

 

 

Göğe yükselen basamaklar. Bu merdivenler niye yapılmış bilmiyorum. (Heraklia’dan daha önce kurulan Eski Latmos harabelerinden)

 

Bir Merdiven daha.

 

Kaya mezarı.

 

 

 

Yabani Lavanta – Karabaş Otu (Lavendula stoechas)

 

İyi ki otçul, yoksa adam yer bu.

 

Dillikulak (Serapias orientalis)

 

Soldaki çekirge, sağdaki böcek :)

 

 

Kırmızı-Beyaz Sedum – Dam Koruğu

 

 

Keklik Çiğdemi

Kapıkırı; bu bölgeden geçiyorsanız atlamamız gereken, keyifle zaman geçirmenizi sağlayacak, farklı imkanlar sunan bir nokta.

Konaklama ve yemek için bir çok alternatif mevcut. Çadır kurmak isterseniz, buna uygun yerler de var.

Köyde bakkal var. Salı ve perşembe günleri sebze arabaları geliyor.

Nisan ve Mayıs aylarında, dağcılık etkinlikleri oluyor. Kaya tırmanışı yapacaksanız güzel, sakinlik arıyorsanız kötü :)

Tekne kiralayıp gölde adaları dolaşabilirsiniz (22 sene önce gitmiştik bu sefer dolaşmadık).

Patikaların çoğu belli, ama risk almak istemiyor ve gizli köşeleri görmek istiyorsanız, rehber bulabilirsiniz. Eğer zamanınız varsa, Eşekler ile yapılan, çadır konaklamalı uzun turlar’la Beşparmak Dağlarını tam anlamıyla deneyimleme şansınız da var. Veya arkadaşlarınızı tura gönderip, gölün kıyısında kafa dinleyebilirsiniz :)

Kapıkırı’nda ekoloji programlarıda var. Zeytin hasadına gidip, bu işin nasıl yapıldığını öğrenip, yediğiniz zeytin ile daha sıcak bağlar kurabilirsiniz.

Sevgiler…..