Ölüdeniz’e gelme nedenimiz “Fethiye-Ölüdeniz 19. Hava Oyunları”. Ama gelmişken biraz da çevreyi gezelim dedik :) Havayla oyun olur mu demeyin oluyormuş. Son hava bükücülerin ustaları burada. Çift kişilik (tandem) yamaç paraşütleri ile havalanıp, sonra rahat koltuklarını terk ederek kendilerini boşluğa bırakan bu arkadaşlar, yere 200-300 metre kala paraşütlerini açıyorlar. Havadan sürekli açılan paraşütlerin sesleri, yerden de çığlıklar geliyor. Tek kişilik yamaç paraşütleri, motorlu paraşütler ve maket uçakların gösterileri de nefes kesiyor. Bu görüntüleri tam olarak sizlerle paylaşmak mümkün olmadı. Eldeki ekipmanların hızı, bu arkadaşlara yetişmiyor. Ama seneye gelip kendiniz görebilirsiniz. Normal ticari uçuşların dışında, yaklaşık 1.000 adet kayıtlı katılımcının olması nedeniyle, havada sürekli bir hareketlilik ve aksiyon var.
Havada oyun yapmak için önce havalanmak lazım. 1.965 m pisti .
Havalanmadan önce Take Off diye bağırıyorlar (kısaca çekilin. Yoksa, önüme geleni götürürüm demek :) ).
Pistte hep bir hareketlilik var.
Hava oyunlarının haricinde sadece uçmak için gelen arkadaşlar da var. Siyah kasklının öyle havalı havalı selam verdiğine bakmayın, onu uçuracak olan beyaz kasklı arkadaş :)
Her uçan arkadaşın, bir de inecek yere ihtiyacı var tabi.
Günde nerdeyse 2.500-3.000 uçuş yapılıyor. Havada hep bir hareketlilik var.
Yürüyüş yaparken havayı da kollamakta yarar var. Tepenize paraşüt inebilir :)
Türk Hava Kurumu’nun gösteri uçuşlarından.
Türk Hava Kurumu’nun bayrakla ve dumanla yaptığı gösteri.
Günbatımında bile uçuşa devam.
Hava oyunları sonrası sakin bir gün. Tek – tük paraşüt var.
Karavan ın manzarası süper. Kahvaltı masasından hava oyunlarını seyrediyoruz.
Hava oyunları dediysek, sadece havaya bakmadık.
Bir otelin arka bahçesinde bulunan tarihi mekan. Kimbilir kaç tanesi otellerin temellerinde gömülü kaldı.
Havaya bakmaktan boynu tutulanlar için, bir çok seçenek bulunmakta. SUP bord (stand up paddle bord yani; ayakta kürekli surf) ile Ölüdeniz’in içlerine kadar gittik ( ama iki kişi binince oturarak kürek çektik :) ).
Ölüdeniz içleri.
Mola zamanı. Kürek çekmek mi yoksa dengede durmak mı daha yorucu bilemiyorum :)
Kano ile Kelebekler Vadisi seferi de çok keyifli bir tur oldu. Yanında deniz araçları olmayanlar ise tur alarak bu aktiviteleri daha az eforla gerçekleştirebilirler.
Ölüdeniz’e bizim gibi kanoyla gidebilirsiniz veya arkada görünen korsan gemisi ile giderek, eller havaya şeklinde bir tur a katılabilirsiniz. Ellerinizi nasıl kullanacağınız size kalmış biz kürek çekmekte kullandık :)
Kelebekler vadisinde sakin bir noktaya yanaştık.
Şansımıza yolculuğu güzel bir havada yaptık.
Rota üstünde, güzel bir mağara da var.
Farklı kaya oluşumları.
Mağara
Tekne turunda mağaraya yüzerek girmeniz gerekiyor. Tabi sadece kano olması yetmiyor. Bir de size rehberlik edecek bir dostunuzun olması lazım :)
Kanolar için park alanı.
Kelebekler vadisi içleri. Kelebekler yok, sezon bitmiş.
Minik çağlayan :)
Vadi içleri.
Ayağım yere bassın, ne havadan ne denizden giderim derseniz, Faralya Minübüsleri ile Faralya sırtlarından da Kelebekler Vadisini görmeniz mümkün.
Faralya’dan kelebekler Vadisi.
Faralya’dan kelebekler Vadisi. Tur tekneleri uzaktan görünüyor. Ama müzikleri bu mesafeden bile duyuluyor.
Vadi manzarası eşliğinde Nar keyfi.
Oturduğunuz yere dikkat edin. Bu derinin sahibine rastlayabilirsiniz.
Faralya
İlginç kaya oluşumları.
Bir tutam toprağın olduğu her yerde, hayat yeşeriyor. Bu ağaçlar nerdeyse 8-10 m yüksekliğinde ağaçlar.
Buraya kadar gelmişken Kaya Köy’de ziyaret edilmesi gereken bir yer. Tarım arazilerini heba etmemek için, yamaçlara bin bir emekle yapılan bu güzel yapılar, yeni gelen insanların yokuş çıkmak istememesi sonucu, tarım arazilerine yerleşmesiyle terk edilmiş durumda. Bakımsız ve kaderine terk edilmiş olmasına rağmen (umarım restore edeceğiz derken betonarme yapılar ile doldurmazlar) hala keyifle gezilecek bir yer. Kayaköy’e Fethiye’den her yarım saatte bir dolmuş seferleri var.
Kayaköy
Kayaköy
Kayaköy
Kayaköy (Eski adı Levssi) 14. Yüzyılda Likya uygarlığından kalan kalıntılar üzerine kurulmuş
Kayaköy
Kayaköy
Çık çık bitmiyor.
Hava yağışlı, en azından terlemiyoruz :)
Tepeden genel bakış. Küçük bir kilisenin olduğu bu noktaya çıkarsanız denizi görme şansınız da var.
Evlerin bir çoğunu ağaçlar ele geçirmiş. Doğa kendisinin olanı geri alıyor.
Yukarıdan yukarı Kiliseye bir bakış
Kayaköy
Kayaköy
Kiliseye giden dar sokak
Yukarı Kilise
Yukarı Kilise
Her tarihi mekanda olduğu gibi burada da kazınmadık duvar kalmamış.
Kayaköy
Kayaköy
Bacaların ve ocakların çok küçük bir kısmı sağlam kalmış.
Tepede ki küçük kilise
Kayaköy
Ocağına incir ağacı dikmek böyle bir şey olsa gerek.
Kayaköy sokakları.
Kayaköy
Kayaköy
1988-89 yıllarında geldiğimiz bu bölge, Kelebekler Vadisi hariç biraz hayal kırıklığı oldu. Ölüdeniz tam bir para tuzağı olmuş durumda. Ayrıca, her yer beton yığını haline gelmiş. Bu saldırıdan en az yarayı Kelebekler Vadisi almış. Umarım bununla kalır.
Not: Yazılar biraz aksadı. Bilgisayarım arızalandı. 3 sefer tamire gitti, ama hala sorunlu. Artık dizüstü değil masaüstü bilgisayarım var :( bu da yazı yazma işini sekteye uğrattı.
“Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Kayaköy (Muğla)” için 8 görüş
Fotoğraflar, anlatımınız ve siz bir harikasınız bu güzel enerjiniz hiç solmasın ayrıca da fotoğraflarda yer aldığım için de çok mutlu oldum teşekkürler, sevgiler
Fotoğraflar, anlatımınız ve siz bir harikasınız bu güzel enerjiniz hiç solmasın ayrıca da fotoğraflarda yer aldığım için de çok mutlu oldum teşekkürler, sevgiler
Bizimle olduğun ve bunu paylaştığın için biz teşekkür ederiz :)
Sevgiler…
Kayaköy fotoğrafları çok güzel.
Fotoğraflardan çok mutlu değilim aslında. Hava yağışlı olunca fotoğraf makinasını arada çıkarıp hızlıca 1-2 kare çekebildim.
Sevgiler
Pınar hanım
İlgiyle talip ediyoruz. Macera dolu
Teşekkürler,
Sevgiler
Kayakoyu kelebekler vadisini resimlerle anlatmak bu kadar guzel olur emeginize saglik esinize ve size selamlarimi sunarim
Haydi artık sizide yollarda görmek istiyoruz :)
Sevgiler