Saroz kaçamağı

Sonbahar testi,

Kış bastırmadan, ama ısıtma ve enerji sistemini de test edecek kadar soğuklarda ufak bir kaçamak yapmak için yola çıkıyorum. Eşimden 3 hafta izinliyim :) Hem balık tutacağım ( plan bu) hemde kötü havalarda medeniyetten uzakta cihazların performansını göreceğim.

Sabah 5’te yola çıktım. Yaklaşık 400 km yol beni bekliyor. Yola çıkmadan önce buzdolaplarını çalıştırdım, enerjiyi korumak adına içine yerleştirdiğim herşey soğuk veya donmuş durumda. Yolda yakıt ve ufak bir alışveriş molası dışında mola vermedim (balıklar beni bekliyor). İlk konaklamaya uygun noktaya ulaşmam öğleden sonra 14:00’ü buldu. Denizin kıyısında güzel bir yere park ettikten sonra yorgunluğu boş verip ilk oltamı atmak için hazırlandım. İlk atış olta suya düşer düşmez bir balık atladı, küçük bir mücadele ardından 30cm civarı bir ispendek kıyıda ( levreklerin ufaklarına ispendek denir. Bir levrek ilk havyarını atmak için yaklaşık olarak 30cm boya ulaşmalıdır. Prensip olarak 40cm altı levrekleri alıkoymam. Bu balıkta 2 poz fotoğraf alındıktan sonra suya iade) .

Fırtınadan önce mutlu günler :)

 

 

Rüzgarsız havada pencereyi açıp yağmuru dinlemek ve çay içmek ayrı keyifmiş.

 

Yağmur ve rüzgar. Karavanı rüzgarı yandan alacak şekilde park etmem gerekti. 3 gün çalkalanmaktan canım çıktı :)

 

Kahvaltı keyfi.

 

Akşama doğru yorgunluk kendini belli etti. Erkenden yattım. Hava sütliman. Kış testi nasıl olacak belli değil. Sabah erkenden kahvaltı ve sahilde kayalıklarda balık avı için ufak bir yürüyüş ( git gel 4km). İlk üç gün sabahtan akşama balık peşinde koşturmakla geçti. Hava genellikle parçalı bulutlu. Balık peşinde koştururken karavanın konumuna hiç dikkat etmemişim. Karavanın yakınında 20-30 mt yüksekliğinde bir tepe var. bu tepe karavanın saat:11.00’e kadar güneş görmemesine neden olmuş. Bu dikkatsizliğim 4. gün havanın bozması ve yağmur fırtına sırasında gergin anlar yaşamama ve aküleri gözlemekten şaşı olmama neden oldu. Teorikte hiç güneş görmezsem 4-5 günlük enerjim var ( teori pratiğe döndü ). Kuvvetli bir poyraz fırtınası, yağmur, ardından da kar atıştırması. Güneş yok ama ısıtıcı ve buzdolabı enerji istiyor. Altıncı gün, akü 12,2V a düşünce yakındaki bir köye giderek dışardan 3-4 saat takviye almak zorunda kaldım.

Büyük Kemikli

Toplam 12 günlük bir seyahat oldu. Seyahat sırasında kendime aldığım notlar :)

– Aralık ve ocak ayı güneşin açısı nedeniyle enerji veriminin en düşük olduğu aylar. 540W lık paneller bile durumu kurtarmayabiliyor. Birde 4-5 gün güneş görmemek kötü oldu.

– Ön camlar için aldığım izolasyon güneşlikleri çok işe yarıyor ( biraz cimrilik yapmışlar 2-3cm daha geniş olsaydı daha iyi olurdu). Karavanda en fazla ısı kaybı aracın sürücü kısmından oluyor.

– Gece dışarısı eksi derecelere düştüğü için mazotlu ısıtıcıyı düşük güçte de olsa çalıştırmam gerekti. Isıtıcının bir avantajı da ıslak elbiseleri kurutmak oldu.

Isıtıcı ana ünite, Yan koltuğun altında

 

Isıtıcı kontrol paneli.

 

– Rüzgarda, fırtınada, uydu antenini açamıyorsunuz. Güzel bir radyo şart.

– Fırtınadan dışarıya çıkamayınca 3 haftada bitiririm diye yanıma aldığım kitap 2 günde bitti. Sonra paket kağıtlarındaki bulmacalara kaldım :)

– Ekmek alırken cimrilik yapmışım, ekmeği köpeklerle paylaşmak zorunda kalınca son iki gün bana ekmek kalmadı ( hakettim).

Balık açısından verimsiz olmasına rağmen, karavanın ve benim ne yapacağım konusunda eğitici ve keyifli bir seyahat oldu.

Sevgiler