Kozan, Karaisalı
Adana’yı bir türlü terk edemiyoruz :) Buraya kadar geldiniz Kozan’ı görmeniz lazım dediler. Bizde dinledik ve yola koyulduk. Yol 1-2 yer hariç geniş ve rahat. Şehir’e girerken pazar arabaları ile dolaşanları görünce şehir turundan önce pazar turu attık. Kozan ilk görüşte nereye koyacağınıza karar veremediğiniz şehirlerden. Şirin eski yapıların yanında koca binalar dikilmiş. Eski yerleşim, sırtını Kozan Kalesinin bulunduğu tepeye dayamış durumda. Bazı sokaklar restore edilerek güzel mekanlar yaratılmış, Yaverin Konağı (Arıkan Konağı) konaklayabileceğiniz veya bir çay içebileceğiniz, şehir’e yukardan bakan bir mekan. Bu yükseklik yetmezse Kaleye çıkıp şehri kuş bakışı izleyebilirsiniz (biz izleyemedik karavan ile gözümüz yemedi). Şehrin içinde, Körüklerde demir döverek eski yöntemlerle tarım aletleri ve Tapan Çakısı yapan ustalar var. Çakı dendiğine bakmayın 5 cm’den 30-35 cm kadar kesici ağıza sahip bu çakılar. Eski Türk Demircilik geleneğinden gelen bu çakılar, Göçer Hayat tarzında kolay taşınması için düşünülmüş. Orjinalinde sapları hayvan boynuzundan yapılmasına rağmen, günümüzde plastik sap daha ağırlıklı olarak imal ediliyor. Kozan’da ayrıca bakır mutfak gereçleri yaygın olarak kullanılmakta. Bunun sonucunda kalaycılık, hala uygun malzemelerle ve hakkıyla icra edilmekte. Adana’da Karagöz tasvirleri için kursu Mahmut Hoca’dan aldık. Bu emeğe saygısızlık olmaması adına, birkaç tasvir daha yapmak için, özel bıçaklara ihtiyacımız oldu. Sebahattin dostumuzun rehberliğinde, Refamiz ustanın 3 saatlik uğraşısı ile artık bıçaklarımızda hazır.
Kozan’a gelirseniz Dağılcak Mesire alanını ve Barajı ziyaret edin. İş yine yeme içmeye gelecek ama, Dağılcak’ta kavurma yemek, atlanmaması gereken bir nokta :)
Karaisalı biraz dar ve virajlı yollardan sonra ulaştığımız küçük bir ilçe. Girişte ki Saat Kulesinin yanında parkı ziyaret edip, çay içebilir arka taraftan vadiyi fotoğraflayabilirsiniz.
Yerköprü Kanyonu, suyun sesinden kendi sesinizi duyamayacağınız Vadinin içinde keyifli bir alan. Pazar günü bu noktadan geçtiğimiz için suyun buharı ile mangal dumanı iç içe geçmiş durumdaydı. Yola devam ettiğinizde; 7 km sonra geleceğiniz nokta, Varda (Alman) Köprüsü. Yapımına 1907 yılında başlanan ve 1912 yılında bitirilen bu köprü İstanbul-Bağdat Hicaz Demiryolu için Alman ve Avusturyalı mühendisler ve Türk işçiler tarafından yapılmış ve halen kullanılmakta. Köprüye gelmeden 700 – 800 m önce Hacıkırı İstasyonu nu ve Köyü ziyaret edebilirsiniz.
Sevgiler
Çakılar güzelmiş! Geçmişte Alman Köprüsü civarında bir faaliyet planlamıştık,olmamıştı. Ama gitmek lazım. Çok güzel bir bölge. İyi yolculuklar. Selamlar.
Çok güzel bir parkur var. Bazı tabelalar koymuşlar (patikanın başında var. İleride de olduğunu ümit ediyorum) gidip denemek lazım.
Sevgiler