Selimiye
Datça’dan sonra, daha az rüzgar alacağını tahmin ettiğimiz yerlere doğru yola çıkıyoruz. Güzergah üzerinde Selimiye tabelasını görünce hemen sapıyoruz.
İlk nokta, Orhaniye’de bulunan Kızkumu. Koy’un ortasında bulunan yaklaşık 600 metre uzunluğunda ve üzerinde yürünebilen kumdan bir uzantı. Efsaneye göre; Bybassos Kralının kızı sevgilisine ulaşmak için eteğine kum doldurarak körfezi geçmeye çalışmış ve kum bitince boğulmuş (niye geri dönmediği veya körfezi ortadan geçmek yerine, kıyıdan niye dolaşmadığı ayrı bir merak konusu).
Efsanenin ikinci versiyonunda ise; yine aynı kız ve etek başrolde, ama bu sefer kızı korsanlar kovalıyor. Kızın kumları bitiyor ve yine aynı hüzünlü son. Kıssadan hisse. Kral kızı da olsanız yüzme öğrenin.

Denizin ortasında görünen kahverengi siluet, Kralın kızının eteğinden dökülmüş. Eteğe bu kadar kum doldurmak için kumda kiminle nasıl bir aktivite yaptıysa.
Kızkumu’nda ki kültür turumuzdan sonra, rotayı Selimiye’ye çevirdik. Selimiye olmuş küçük bir şehir ama yine de keyifli bir yer, biraz yürüyüş yaptık. Ben olta attım (ama balık tutamadım). Yemek yedik vs. Marmaris’ten dolmuşla ulaşım var. Bir uğrayın derim.

Selimiye de bize rehberlik eden arkadaş. Çok büyük bir kaza atlatmış ama yine de görevinin başında (Merak etmeyin bakımını yapanlar var durumu iyi).
Sevgiler…