Etiket arşivi: karavan hayatı

Milas (Muğla)

Milas

Kadersiz Milas. Bodruma gidilirken yanından geçilen, ama bir türlü ziyaret edilmeyen güzel şehir. Biz de herkesin yaptığını yapacaktık. Ama son anda Müze tabelasını görünce bir uğrayalım diye direksiyonu kırdık merkez’e. Bir evin yanına yanaştık, bahçedeki amcadan izin istedik. Karavan sağlam ellerde. Önce kısa bir yemek molası, ardından tura başladık. Müze taşınıyormuş kapalı, Uzun Ev dedikleri kazı alanı kapalı, Gümüş Kesen Anıtı kapalı. Hani Müze Tabelasını gördük girdik ama, açık yer yok. Her yer tadilatta. Kös kös dolaşırken, Milas’ın meşhur salı pazarına denk geldik de moralimiz düzeldi. Kocaman bir bölgeye yayılmış, yüzlerce tezgah, her şey var, gez gez bitmiyor. Otlar, meyveler, sebzeler, giyim, kuşam ne ararsanız var. Salı günü Milas’ın yakınından geçerseniz mutlaka bir dolaşın. Pazar turu’nun ardından öğrendik ki Belediyenin Turhan Selçuk Evi ziyarete açıkmış. Ne bulacağımızı bilmeden birazda korkarak evin yolunu tuttuk. Evin girişinde bizi güler yüzlü genç bir arkadaş karşıladı. İşini seven bir insanın rehberliği ile Turhan Selçuk’a adanmış bu evi gezmek ayrı bir keyifti.

Milas’a gelmeden 6-7km önce Selimiye’yi geçince sol tarafta Euromos Antik Kenti var. Burda da çevre düzenlemesi yapılıyordu ama gezme şansımız oldu, bir bakın derim.

Euromos Antik Kenti. Zeus Tapınağı.

 

 

Zeus Tapınağının arka tarafı.

 

Anıt Mezar ( Roma döneminden kaldığı düşünülüyor).

 

Turhan Selçuk Evi ve Müzesini gezin, Turhan Selçuk adına her yıl düzenlenen karikatür yarışmasında dereceye giren karikatürleri görmek güzeldi.

 

Hacı Ali Ağa Konağı. Konağın üst katı Eski Milas evleri örnek alınarak döşenmiş. Alt Kat ise Turkan Selçuk Karikatür Evi

 

Konağın arka bahçesi

 

 

Üst kat

 

 

 

 

 

 

Üst kat koridor.

 

Çeşmenin başında Abdülcanbaz nöbette.

 

Turhan Selçuk,  eve gelenleri arka bahçeden seyrediyor.

 

Abdülcanbaz olanca şıklığıyla.

 

Duvarlarda karikatürler

 

 

 

 

 

 

Turhan Selçuk Evi’nin yanında bulunan heykel Atölyesine bir uğrayın. Atölye’yi dolaşırken dikkat edin her tarafta kaplumbağa yavrusu dolaşıyor !

 

Heykel atölyesi

 

 

Bastığınız yere dikkat !

 

Belediye’nin çevresinde eski yapılar ve dükkanlar var. Bu güzel bölgeyi gezdikten sonra. Yemek molası için farklı alternatifleri değerlendirebilirsiniz. Özellikle et severler için ciğer, köfte, kavurma vs. et sevmeyenler ne yapar bilemiyorum :)

 

Çöllüoğlu Hanı. Milas Belediyesi tarafından restore edilmiş

 

 

 

 

 

 

 

 

Her yerde et,kebap, köfte. İnsan daha ne ister ki.

 

 

 

 

 

 

Antik Mylasa Kenti’nin giriş kapısı. Kapının üzerinde oyulmuş çift yüzlü balta nedeniyle, adı Baltalı Kapı.

 

 

 

 

 

 

Macar Evleri, bir Ege şehrinde ilginç olmuş görmeden geçmeyin.

 

 

 

Fotoğraflarımız itina ile elde çekilmektedir :)

 

 

Macar Evlerinden birisi,  Belediye tarafından restore edilmiş ve şimdi Öğrenci Yurdu olarak hizmet vermekte.

 

 

Milas Orhan Menteşe Öğretmen Evi Eğitim ve Çocuk Müzesine de uğrayın.

 

Eskiden okullarda kullanılan araç gereçler

 

 

 

Bu telefonları hatırlayan kaç kişi var acaba :)

 

Meslek Lisesi öğrencilerinin yaptıkları çalışmalar.

 

 

Milas evlerinde baca işçiliği çok önemli.  Eski evleri bulursanız bacaları da incelemeyi unutmayın.

 

Milas Bacaları

 

Eski bacaların bir taklidi

 

Milas’a Müze tabelasını görüp girmiştik. Müzeleri göremedik ama en azından şansımızı denediğimiz belgelensin diye bahçeden 2 poz çektik.

 

Ne diyeyim ki.

 

 

Antik çağdan olmasa da çok eski ve güzel bir araç :)

 

Pazar, bu görünen alanın 7-8 katı büyüklüğünde.

 

Tarihi mekanlar mevcut. Yemek var. Pazar alışverişi yapabilirsiniz. Karikatür ve Mizah ta var, daha ne olacak. Uğramadan geçmeyin :)

Sevgiler….

Kapıkırı Köyü-Heraklia (Muğla)

Heraklia

Kapıkırı’nın bizim için anlamı farklı. 1996 yılında Balayı tatilimizi Kapıkırı’nda Agora Pansiyonda geçirmiştik. 22 yılın ardından 2. balayımızda, yol yine bizi buraya getirdi. Orhan Bey’in aracını beklediğimiz küçük kavşakta, bu gün artık kocaman bir göbek ve trafik ışığı var :)

Kavşaktan sonra yol 9 km. Kapıkırı Köyü Heraklia Antik Kenti’nin üstüne ve içine kurulmuş durumda. Her yer tarih olunca, köy 1996 da nasılsa, şimdi de aynı gibi. Karavan’ı köyün dar yollarında fazla zorlamadan okulun bahçesine park edip, daha önce kaldığımız pansiyonumuzu bulmaya gidiyoruz. Bulduğumuz da da bizi hayretler içinde bırakan bir şekilde, ismimizle hatırlayıp sıcak bir şekilde karşılıyorlar.

Sanki bütün odunları bu kesmişte yorgunluktan serilmiş.

 

İlkokul’un önündeki park alanı (Aynı zamanda Heraklia’nın Agorası)

 

Agora Pansiyon’da 22 yıl önce kaldığımız odamız :)

 

Pansiyondan Athena Tapınağı manzarası

 

Athena Tapınağı ve Bafa Gölü

 

 

Kahvaltı salonumuz

 

Garibim balının bir kısmını kurtarırmıyım diye bakıyor

 

Karavanın penceresinden  gün batımı

 

Bafa Gölüne gelen ziyaretçilerin de profili yıllar içinde değişmiş. Eskiden kuş gözlemcilerinin, arkeoloji meraklılarının, flora ve fauna tutkunlarının doldurduğu rotalar artık boş. Şimdi artık kısa yürüyüşler yapıp, yemek yemek veya kahvaltı yapmak moda. Ayrıca kısa kaya tırmanışı (Bouldering) yapan tırmanışçılar da Bafa’nın en büyük ziyaretçileri olmuşlar.

Heraklia zamanında önemli bir liman kentiymiş. Büyük Menderes çayı’nın getirdiği alüvyonlar denizle olan bağlantıyı kestiği için, eski önemini yitirmiş. Daha sonra Hıristiyanlığın ilk yıllarında, Rahiplerin gizli sığınağı haline gelmiş. Kayaların içinden geçerken, kolay kolay göremeyeceğiniz kiliseler mevcut. Biz bazılarını bulma şansına sahip olduk. Ayrıca yürüyüş sırasında yabani ot topladık, Oklu Kirpi okları bulduk.

Küçük bir kilisenin içinde kalan resimler

 

Kilise, bir mağaranın içinde.  3-4 kişi ancak alır.

 

 

Athena Tapınağı’nın duvarı ve Bafa Gölü.

 

Ada manzarası.

 

Göl kıyısında keyifli bir mola noktası.

 

Agora’nın dükkanlarından geriye kalanlar.

 

Athena Tapınağı.

 

Sahil kenarındaki yol

 

 

Bizans Kalesi. Bu kalenin göl’e bakan tarafında,  granit kayalara oyulmuş bir çok mezar var.

 

Bu köpek bize 3-4 km boyunca rehberlik yaptı. Şaşırdığımız noktalarda patikaları gösterdi. Sonra da aldığı noktada bizi bıraktı :)

 

 

Rehberimiz bizi bekliyor.

 

1

 

2

 

Yaşlı zeytin ağacı,  kendisinden daha yaşlı olan bu şehrin kalıntılarını,  kökleri ile korumaya almış.

 

 

 

Tiyatronun son kalan basmakları

 

Uzunluğu 6,5km yi bulan surların üzerindeki kulelerden biri.

 

Çok değişik kaya oluşumları var.

 

Kule ve surlar.

 

Kule

 

 

Kaya mezarlarının içi su ile dolmuş. Ölüler için yapılan bu çukurlar,  şimdi hayatı barındırıyor.

 

Kaya Mezarları.

 

 

 

 

 

 

 

 

Aşağıda minik bir dere bile var.

 

Eski Latmos’un kalıntıları.

 

 

Göğe yükselen basamaklar. Bu merdivenler niye yapılmış bilmiyorum. (Heraklia’dan daha önce kurulan Eski Latmos harabelerinden)

 

Bir Merdiven daha.

 

Kaya mezarı.

 

 

 

Yabani Lavanta – Karabaş Otu (Lavendula stoechas)

 

İyi ki otçul, yoksa adam yer bu.

 

Dillikulak (Serapias orientalis)

 

Soldaki çekirge, sağdaki böcek :)

 

 

Kırmızı-Beyaz Sedum – Dam Koruğu

 

 

Keklik Çiğdemi

Kapıkırı; bu bölgeden geçiyorsanız atlamamız gereken, keyifle zaman geçirmenizi sağlayacak, farklı imkanlar sunan bir nokta.

Konaklama ve yemek için bir çok alternatif mevcut. Çadır kurmak isterseniz, buna uygun yerler de var.

Köyde bakkal var. Salı ve perşembe günleri sebze arabaları geliyor.

Nisan ve Mayıs aylarında, dağcılık etkinlikleri oluyor. Kaya tırmanışı yapacaksanız güzel, sakinlik arıyorsanız kötü :)

Tekne kiralayıp gölde adaları dolaşabilirsiniz (22 sene önce gitmiştik bu sefer dolaşmadık).

Patikaların çoğu belli, ama risk almak istemiyor ve gizli köşeleri görmek istiyorsanız, rehber bulabilirsiniz. Eğer zamanınız varsa, Eşekler ile yapılan, çadır konaklamalı uzun turlar’la Beşparmak Dağlarını tam anlamıyla deneyimleme şansınız da var. Veya arkadaşlarınızı tura gönderip, gölün kıyısında kafa dinleyebilirsiniz :)

Kapıkırı’nda ekoloji programlarıda var. Zeytin hasadına gidip, bu işin nasıl yapıldığını öğrenip, yediğiniz zeytin ile daha sıcak bağlar kurabilirsiniz.

Sevgiler…..

Didim-Altınkum-Akbük-Kazıklı Koyu, (Aydın)

Didim

Tur’a tersten başladık. Didim’i pas geçip Akbük tarafına devam ettik. Mevsim denize girmek için uygun değil ama deniz sezonu olsa, Akbük tadından yenmezmiş.

Akbük, hava süper tente bile açtık

 

 

Bu kadar ekipmanla uğraş dur.  Çıkan balık ispari :)

 

 

Kahvaltı da doğadan topladığımız otlarla yapılmış omlet vardı. Gerçi ot biraz fazla olmuş yumurta görünmüyor :)

 

Kazıklı koyu, fotoğraf çekmeyi unutmuşuz, tek foto bu :)

 

Tepeler sitelerle dolmaya başlamış. Bu bakirlik ve sakinlik daha ne kadar devam eder bilinmez, ortam fazla bozulmadan geçerseniz bir uğrayın derim.

Didim’in denizden uzak kısımları, daha yaşanır ve keyifli bir yer ama sahile yaklaştıkça binalar, inşaatlar ve kargaşanın içinde kayboluyorsunuz. Sezonda böyle değildir umarım.

Afrikadan gelen çöl kumu. Hava kızıl kahve bir renge büründü

 

Arabaya kaçtık :)

 

 

Çamur bitti ama deniz hırsını alamadı

 

Didim biraz karışık duygular yaşattı. Bu yüzden fazla fotoğraf yok. Didim Apollon tapınağı nedeniyle mutlaka görülmesi gereken bir yer.

Apollon Tapınağı. Bitirilememiş olmasına rağmen muhteşem bir yapı. 122 sütundan oluşması planlanmış ama ancak 72 sütun dikilmiş (bunlarda tam bitmemiş)

 

 

 

 

 

Sütunların altında bulunan işlemeler

 

 

 

 

 

 

 

 

Kehanet merkezine giden tünel. Bu günleri gördüler mi bilinmez tabi (muhtemelen bilseler bu tapınağı yapmaya hiç başlamazlardı).

 

 

 

Kehanet merkezinin avlusu

 

 

 

 

Yarım kalan veya yıkılan sütunların parçaları

 

 

 

 

Yarım kalan sütunlardan birisi

 

 

 

 

 

 

Medusa başı

 

Altınkum’u sevmedim kumsal değil daha çok şehir havasında, bana hitap etmedi.

Akbük kumu, denizi, ormanı ile keyifli bir yer.

Kazıklı Koyu balık çitliklerinin koydan çıkarılması ile kendini yeni yeni toparlamaya başlamış. Yine de bu hali ile görülmeye değer bir yer.

Bu notlar ilk geldiğimde yazdıklarımdan.

Ben hala Didim’e pek sıcak bakmıyorum ama Pınar beğendi (gerçi ben biraz da olaya duygusal yaklaşıyor olabilirim. 1988 yılında Veysel’le otostop çekerken, Altınkum’a gelmiştik. Parasızlıktan anca bir şişe su alıp, geceyi kumsalda bulunan şezlongların arkasında, yerde yatarak geçirip sabah ta kaçmıştık).

Altınkum’da ilk kaldığımız nokta biraz gürültülü olunca, yer değiştirdik. İkinci konum daha keyifli, Belediyenin tesislerinde bir kahve ve ardından bulduğumuz güzel bir lokanta ve hoş bir sohbetin ardından Didim daha güzel gözüküyor.

Apollon Tapınağına mutlaka gidin.

Sakinlik arıyorsanız Akbük, aksiyon arıyorsanız Altınkum.

Balık yemek için Kazıklı koyu (Yazın fiyatlar nedir bilmiyorum).

Mezeler ve sohbet için Altınkum’da Paşa restaurant.

Çay içip hamburger yiyecekseniz, Belediye’nin tesisleri sahilde (Bira da var).

Çarşamba günü,  merkezde güzel bir pazar kuruluyor.

Sevgiler…

Çamlık- Buharlı Lokomotif Müzesi, (İzmir)

Çamlık- Buharlı Lokomotif Müzesi, (İzmir)

Selçuk’a 8-10 km uzaklıkta, Çamlık Köyünde kurulu bir Müze. Burada 30 kadar buharlı lokomotif ve bazı eski demiryolu ekipmanları sergileniyor. Ayrıca Müze alanının içinde güzel bir Lokanta da var. Girişte müze kart geçerli değil, ücret 10 TL.

Lokomotiflerin üzerinde bulunan bilgi levhalarında; hangi ülke yapımı olduğu, bizim kaç yılında aldığımız, hangi hatlarda kullandığımız, bu lokomotif den Dünyada kaç tane kaldığı, gibi bilgiler var. Hatta İngiliz yapımı bir lokomotif, Dünya da kalan son iki örnekten birisi.

 

Müzenin girişinde bulunan ilk lokomotif bizim karavandan biraz büyük. İnsan ister istemez içeride göreceklerinden şüpheye düşüyor.

 

Bakım atölyesi

 

Lokomotif dediğin böyle olur.

 

 

 

 

Bu lokomotif kar küremek için

 

Lokomotif arenası, sanki buharlar çıkararak saldırıya geçecekler gibi duruyorlar.

 

 

 

Oturma odasına tekerlek takmışlar :)

 

 

Seyahat için minder getirmekte yarar var sanki :)

 

 

 

Trenden hoşlanmayanlar için alternatif mevcut :)

 

 

 

 

 

Buharlı lokomotifler için çeşmelerde böyle oluyor.

 

 

 

 

 

Atatürk’ün kullandığı özel yapım vagonu da görmeniz mümkün. Özel yapım diye, beklentinizi yüksek tutmayın. Vagon olabildiğince sade ve işlevsel. Neredeyse birbirinin aynı 3 yatak odası, bir banyo ve aynı zamanda toplantıların yapıldığı bir yemek salonundan oluşuyor. Atatürk’ün mütevaziliğini burada da görüyorsunuz.

 

Atatürk’ün Vagonu

 

 

 

 

Banyonun iki kapısı var. Birisi Atatürk’ün odasına, diğeri Yaveri’nin odasına açılıyor.

 

Gardırop bu kadar. Karavanımızda ki bile daha büyük.

 

Atatürk’ün yatağı

 

 

 

Mutfak

 

Yemek ve toplantı odası

 

Meraklısı için bulunmaz bir hazine olan bu Müze’de, Buharlı Lokomotiflerin dışına sadece bir boya yapılmış. Başka hiçbir bakım görmemişler ve içler acısı durumdalar. Demir yollarını bugüne taşıyan bu emektarlar, daha fazla vefayı ve ilgiyi hak ediyor.

Atatürk’ün vagonunu görmek ve Atatürk’ün vagondan etrafı seyreden fotoğrafıyla göz göze gelmek için bile, ziyaret edilmesi gereken bir Müze.

Sevgiler….

Nesin Matematik Köyü-Şirince, (İzmir)

Şirince

Bu sefer Şirince’ye gezmek için değil çalışmak için geldik. Nesin Matematik Köyü kısıtlı imkanları ile birçok insana matematik eğitimi vermeyi amaçlıyor. Bu Köyü desteklemek için yapılabilecek bazı şeyler var. Zamanı olmayanlar için nakdi yardım veya gönüllü çalışarak bedenen ve zihnen yardım. Matematik bilgimiz ile genç kuşakları heba etmemek için, bedenen çalışmaya gönüllü olduk :)
Özellikle kursların yoğun olduğu dönemlerde,  personelin yardıma çok ihtiyacı oluyor. Bahçe işleri, mutfakta soğan doğramaktan, bulaşık yıkamaya kadar elinizin erdiği her iş’te destek önerileri geri çevrilmiyor.
Gün, bizim için sabah 08:00’de kahvaltı ile başlıyor (yazın kahvaltı 07:00’de). Kahvaltının ardından Pınar mutfağa, ben ihtiyaç olan yere. Bu aralar Pınar’dan uzak durmak lazım, önüne ne gelirse doğruyor :) Öğlen yemeği 12:00 de. Akşam yemeği ise 19:00 da. Unutmamanız gereken saatler bunlar. En yoğun saatler, bütün öğrencilerin yemekhaneye hücum ettiği ve herkesin aç olduğu anlar. Öğrencilerin yaşı büyüdükçe daha düzenli ve sakin geçen bu zamanlar, Ortaöğretim öğrencilerinin yoğun olduğu dönemlerde, öğretmenlik mesleğini taktir etmenizi sağlayan anlar yaşamanıza neden oluyor. Bu yoğun geçen saatlerin dışında, ne iş denk gelirse yapıyorsunuz. Nesin Matematik Köyü zaman içinde verdiği eğitimleri çeşitlendirerek Felsefe, Sosyoloji, Seramik, Arkeoloji, Antik Yunan Kültürü veya Arıcılık gibi farklı konularda da kurslar vermeye başlamış.
Bir sonraki Ege ziyaretinizde Şirince’ye uğrarsanız Nesin Matematik Köyü’ne gidip, çay içebilir ve Köyün havasını soluyabilirsiniz.

Notlar:
• Gönüllü olarak çalışmak istiyorsanız, önce iletişim kurmanızda yarar var cigdemsahin@nesinvakfi.org
• Köye yapacağınız ziyaretler için de, yoğunluğu dikkate alarak, gitmeden önce bilgi vermeniz uygun olacaktır.
• Kurs ve eğitim programlarını http://www.nesinkoyleri.org sayfasından inceleyebilirsiniz.

Hava güzel olduğunda en güzel manzara bu terasta

 

Kuleç çevreyi izlemek için en güzel yerlerden biri.

 

Odun fırınında, çavdarlı, yulaflı, kepekli ve mısırlı çok güzel ekmekler yapılıyor (Canan Hoca duymasın :) )

 

Köyün sokakları

 

Köyde televizyon ve müzik yayını yok. Masa tenisi serbest veya yürüyüş yapmayı sevenler için  bir çok farklı rota var  (dersten sonra ).

 

Bol Kepçe Lokantası, mutfağa en yakın olan yemek salonu.

 

Aziz Nesin Amfisi’nin girişi

 

Kütüphane’nin önü

 

 

Ali Nesin ders veriyor

 

 

Ders bitti,  kütüphane boşaldı.

 

Kütüphane üst kat

 

Kütüphane üst kat, çalışma masaları.

 

 

Kütüphane’nin arka bahçesi, dersi kaçıranları bu aslana atıyorlar aman geç kalmayın :)

 

 

 

Aziz Nesin sol köşeden amfide ki öğrencileri izliyor

 

Şirince de bile böyle şirin sokaklar yok.

 

 

Bir başka derslik

 

Gölet,  yüzmek için değil (suyu görüp mayonuzu getirmeyin).

 

Karavan da yan komşumuz, sere serpe güneşleniyor.

 

 

Karavanımızın penceresi Sanat’a açılıyor

 

4 kişilik yatakhane

 

 

 

Gece ayrı bir güzel

 

Ay biraz daha yükseldi

 

Şirince’nin sırtlarından Nesin Matematik Köyüne bir bakış

 

Sevgiler….

Yıldönümü

Yıldönümü

Gezgin hayata başlamamızın yıl dönümünü kutluyoruz. İstanbul’dan yola çıkmamızın üzerinden 1 yıl geçti. Arada ufak tefek işler için yaptığımız toplam 1-1,5 aylık kısa ziyaretleri saymazsak tüm zamanımızı karavan ile gezerek geçirdik. Bir çok insan için korkutucu olan küçük bir alanda ne yapacağım korkusunun yersiz olduğunu, esas alanın penceremizin ötesi olduğunu gördük. Büyük şehrin karmaşasından uzakta, sakin ve huzurlu insanlarla bizde huzuru bulduk. Karavanda yaşamak, kişisel ihtiyaçlar ve buna uygun çözümlerin bulunması ile, zaman içinde şekilleniyor. Bize kendi deneyimlerini aktaran karavancı dostlarımız, bu arayışımızın daha kısa ve güvenli olmasını sağladılar.

Hayatımıza dokunan ve bizim hayatlarına dokunduğumuz herkese sevgiler…..

 

1. Yılın kısa özeti